Raci Alkır 1933 yılında Erzurum’da doğmuştur. Babası Şefik Bey İlkokulu bitirdikten sonra onu Erzurum’da bulunan Beyoğlu Terzihanesine çırak olarak vermiş ve Raci Alkır burada kalfalığa kadar yükselmiş ve zamanla Erzurum ve çevresinde tanınan bir terzi olmuştur. Erzurum Halk Evi bünyesinde kurulan Erzurum Halk Oyunları ve Halk Türküleri Derneği’nde Hulusi Seven yönetiminde kurulan halk müziği topluluğuna
Pir Ali Baba 472 yıldır şehrimizde devam etmekte olan Binbir Hatim geleneğini başlatan büyük zattır. Pir Ali Baba, Dutçu Köyünde (Tuzcu Mahallesi) yaşamıştır. (1500-1600) Helveti, Rufai, Kadiri, ve Nakşibendi tarikatlarında şeyhlik makamına yükselmiş, dergahında yüzlerce müritler bulunmuş ve bu dergahtan nice alimler yetişmiştir. Bir rivayete göre; Pir Ali Baba’nın yaşadığı tarihlerde Erzurum’da büyük depremler ve
Pabuçcu Zade Kadı Efendi bir dönem dillere destan olmuş, keramet ehli bir şahsiyettir. Halk arasında anlatıldığına göre ‘’Kesin tarihi bilinmemekle beraber, Osmanlı döneminde Erzurum’a bir “Kadı” tayin edilmiştir. Erzurum’da vefat eden Pabuçcuzade Kadı Efendi, Ulu Caminin batı cephesinde bulunan çeşmenin arkasındaki dar bahçeye defnedilmiştir.
1883’te (Hicrî Rebîülevvel 1300, Rûmî 1299) Erzurum’un Salasar köyünde doğmuştur. Erzurum Ahmediyye Medresesi müderrisi ve nakîbüleşraf kaymakamı olan amcası Abdürrezzak İlmî Efendi’nin himayesinde yetişmiş ve amcası ile Erzurum müftüsü Narmanlı Hüseyin Efendi’den dersler almıştır. 1908’de İstanbul’a giden Bilmen 1912’de Ders Vekâletince açılan imtihanı kazanarak dersiâmlık şahadetnamesi (ders verebilirlik diploması) almış, 1913’te Medresetü’l Kudat’ı da bitirerek
Ömer Lütfi Ortakale 1941 Yılında Erzurum’da doğdu. İlköğretimini Erzurum’da tamamlayan Ortakale, maddi imkânsızlıklar nedeniyle eğitim hayatına devam edememiştir. Müziğe olan merakı çeşitli musiki derneklerine yönelmesine neden olmuştur. Derneklerin de yardımıyla müzik konusunda kendisini geliştirerek, mahalli sanatçı olarak, TRT Erzurum Radyosunda programlara katılmaya başlamıştır. Askerlik hizmetinden sonra, TRT Erzurum Radyosunda açılan “Yetişmiş Sanatçı” sınavını kazanarak, 1972
Nurullah Genç, Erzurum İmam Hatip Lisesi’nden birincilikle mezun olmuş ve Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde iktisat ve işletme eğitimi görmüştür. Üniversite yıllarında şiirleri edebiyat dergilerinde yayınlanmaya başlayan Genç bir grup arkadaşıyla birlikte Genç Kuşak dergisini çıkarmış ve şiirlerini bu dergide yayınlamıştır. 2001 yılında Profesör olan ve akademik görevlerinin yanı sıra şiirleriyle de büyük
Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük felsefecilerinden olan Nurettin Topçu, 1909 yılında dünyaya gelmiştir. Dedesi tarafından Erzurumludur. Dedesi Osman Efendi, Erzurum’un Rus işgali sırasında orduda topçu olarak vazife yapmıştır. Bu sebeple ailesi Topcuzâdeler olarak tanınmıştır. Babası Ahmet Efendi sonradan İstanbul’a yerleşmiştir. Nurettin Topçu orta mektebi İstanbul Vefa İdadisinde okurken babasını kaybetmiş ve liseyi, daha sonra öğretmen olarak
1940 yılında İspir’de doğmuştur. İlk ve ortaokul öğretimini İspir’de tamamladıktan sonra Erzurum Lisesine kaydolan Kösoğlu, 1959 yılında İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydolmuş, ayrıca İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü’nde okumuştur. 1967 yılı sonlarına kadar Babıâli’de Sabah gazetesinin Ankara bürosunda çalışan ve 1967’de Söğüt dergisini çıkaran Kösoğlu 1970 yılında Ankara’da serbest avukatlık yapmıştır. 1974 yılında fiilen siyasete girerek MHP
Doğu Cephesi’nde Türk kadınının simgesi haline gelen Nene Hatun Erzurum’un Pasinler İlçesi’nin Çeperli Köy’ünde 1853-54 yılında doğmuştur. Asıl adı “Nene” soyadı “Kırkgöz” dür. Osmanlı-Rus Savaşı’nda köyü Ruslar tarafından işgal edilince kocası ve oğlu Nazım’la Erzurum’a gelmiştir. Müezzin Abdullah Efendi’nin Ayaz (Ayas) Paşa Camii minaresinden Aziziye Tabyası’nın düştüğünü ilanı üzerine eli silah tutan Erzurumlularla birlikte Aziziye
Nef’î; Erzurum’un Pasinler (Hasankale) ilçesinde dünyaya gelen şairin doğum tarihi 1572 olarak tahmin edilmektedir. Çocukluğunda çok sağlam bir medrese tahsili görerek Arapça ve Farsçayı çok iyi öğrenen Nef’î, şairliğe de oldukça erken yaşlarda başlamıştır. Asıl adı Ömer olan Nef’î mahlas olarak ilk önce, zararla ilgili anlamına gelen “Darrî”yi seçmiştir. Ancak daha sonra tarihçi Gelibolulu Âlî