Erzurum doğumlu olan Hacı Cafer Efendi’nin babasının adı Ebubekir’dir. Doğum tarihiyle ilgili kesin bilgi bulunmamaktadır.1635 yılında Erzurum Hazinesi Mukataa Memuru olarak Sultan İbrahim tarafından tayin edilmiştir. Cafer Efendi, Caferi’ye Camii külliyesini yaptıran ve çevresine her türlü yardımı yapan bir kişi olarak tanınmıştır. Padişah Genç Osman’a karşı ayaklanan Yeniçerilerle kahramanca savaşmış,1061 yılı Şaban ayının yedinci Salı
Rufa-i tarikatı şeyhlerinden, tasavvuf ve keramet ehli bir zattır. Van’ın Hoşab (Güzelsu) beldesinde 1792 yılında dünyaya gelmiştir. İlk tahsilini ve tasavvuf terbiyesini babasının dergâhında almıştır. Pir Muhammet Küfrevi dergâhında bir süre eğitim aldıktan sonra, babasının isteği üzerine kardeşiyle birlikte Horasan ilçesine bağlı Hacı Ahmet (Sanamer) köyüne yerleşmiştir. Hacı Ahmet Baba ömrünü dini anlatmaya, insanları doğru
Buhara Müftüsünün oğlu olup, Kadiri şeyhlerindendir. Hindistan, Bitlis ve Şam’a seyahat etmiş, şeyhinin isteğiyle Erzurum’a gelerek Yeğenağa Mahallesinde irşada başlamıştır. 1847 yılında vefat eden Habib Baba daha önce Timurtaş Paşa Türbesi diye bilinen Erzurum’daki türbeye defnedilmiştir.
93 Harbinin doğu cephesi komutanı ve Osmanlı sadrazamıdır. 1839´da Bursa´da doğmuştur. 1873´de kısa bir süre Nafia nazırlığı yapan Ahmet Muhtar Paşa, meşhur 93 Harbi başladığı sırada Erzurum´daki 4. Ordu Komutanlığı vazifesinde bulunmuştur. Osmanlı Rus Harbi dolayısıyla adı adeta Erzurum’la birlikte anılan ve 93 Harbi esnasında Zivin, Gedikler ve Yahniler muharebelerinde Rusları yenen Ahmet Muhtar Paşa
Fuat İğdebeli 22 Temmuz 1925 tarihinde Erzurum’da Muratpaşa Mahallesinde dünyaya gelmiştir. 1947 yılında Erzurum Lisesinden mezun olmuştur. Üniversite öğrenimi için 1948 yılında İstanbul’a giden Fuat İğdebeli aynı yıl İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne kaydolarak ilkin Halil Dikmen Galerisinde resim eğitimi almıştır. 1949 yılında kendi isteği ile Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesine geçen Fuat İğdebeli son sınıftayken devamsızlık
Kaynaklarda hayatına dair bilgi bulunmamaktadır. Hakkında bilinenler kendi eserlerinin önsözlerinde söyledikleriyle sınırlıdır. Anadan doğma kör olduğu için şiirlerinde ‘Darîr’ bazen de ‘Gözsüz’ mahlasını kullanmıştır. Asıl adı Mustafa’dır. Adı için kullandığı “Erzenu’r Rûmî” nisbesi Erzurumlu olduğunu gösterir. Onun Erzurum’da Reşîduddin lakaplı Erzurum emîrinin zamanında yetiştiği ileri sürüldüğü gibi, Salur Türkmenlerinden olduğu da söylenmiştir. Yaptığı tercümeler Arapça
Erzurum’un Ilıca ilçesine bağlı Tambura köyünde doğdu. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte XVIII. yüzyılın son çeyreğinde doğduğu tahmin edilmektedir. İlk gençlik yıllarında köyünden ayrılarak Erzurum’a giden şair burada medrese eğitimi aldı. Divan şiiri nazım tekniklerini öğrendi. Tokatlı Gedâî ve Tokatlı Nûr çıraklarından olup bir âşıklık kolu oluşturmuştur. Geniş bir çevrede türkülerinin söylenmesi kısa zamanda
Anadolu’da kurulan ilk Türk beyliklerinden biri olan Saltuklu Beyliği’nin kurucusu Saltuk Bey’in (Ebü’l-Kāsım İzzeddin Saltuk Bey) Malazgirt zaferinden önceki hayatı hakkında bilgi yoktur. Anadolu’nun fethinde büyük hizmetlerde bulunduğu için Kars, Pasinler, Oltu, Erzurum, Tortum, Tercan, İspir, Bayburt, Şebinkarahisar ve yöreleri veraset yoluyla çocuklarına intikal etmek üzere kendisine iktâ edilmiştir (464/1071). Beyliğin 472’de (1080) kurulduğu da
1904 yılında Erzurum’da doğmuştur. Çocukluğu sırasında Erzurum Ruslar tarafından işgal edilince 4 yıl esir kalmıştır. Orta öğrenimini Erzurum Lisesi’nde tamamlamış 1933 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun olarak, Tercan Hükümet tabipliğine atanmıştır. 1955 yılı aralık ayında Erzurum Belediye başkanlığına seçilerek Erzurum’a büyük hizmetlerde bulunmuştur. 1964 yılında emekliye ayrılarak kısmi senatör seçimlerine katılıp parlamentoya girmiş ve 1965-1967
Asıl adı İbrahim Bin Şehriyarî’dir. 352/963 yılında Şiraz civarında Kazerûn’da doğdu. Çin, Hindistan, İran ve Anadolu’da İslâmiyet’in yayılmasında büyük hizmeti geçmiş, sağlığında 24.000 Mecusi’nin Müslüman olmasını sağlamıştır. İlimizde, İç Kale’yi Çifte Minareli Medrese’ye bağlayan sur duvarı üzerinde bulunan köşeli burçlardan biri, içten kubbe ile örtülerek, asıl mezarı Kazerun’da bulunan Ebu İshak Hazretlerine ait bir türbe