Erzurum’un tarihi yapılarından biridir Çobandede Köprüsü. 1297-1298 yılları arasında Veziri Salduzlu Emir Çoban Noyin tarafından inşa edilmiştir. Selçuklu ve İlhanlı üslubunun yansıtıldığı köprü Aras Nehri üzerinde bulunmaktadır. Gündüz saatlerinde sıradan bir köprü gibi görünse de sabah güneşin ilk ışıklarıyla gizemli bir görüntüye sahip olur. Çobandede Köprüsü, kırmızı, siyah ve gri kesme taştan yapılmış olup; dönem dönem
Erzurum Ulu Camii, şehrin en büyük ibadet mekanı özelliğini taşımaktadır. Günümüzde ibadete açık olan Erzurum Ulu Camii, Atabey Camii olarak da adlandırılmakta. Cami, 1179 yılında Saltuklu Melik Nasirüddün Muhammed Bey’in döneminde inşa edilmiştir. İsmini ise Irak Selçukluları Sultanı Atabeg Kızıl Arslan’dan almıştır. Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir ve 6000 kişilik bir cemaat kapasitesine sahiptir. Bu kapasite, şehrin
II. Selim döneminde inşa edilen, kare planlı bir mimariye sahip olan Erzurum Murat Paşa Camii, şehrin önemli ibadet mekanları arasındadır. 1573 yılında yapılan caminin banisi Sadrazam Kuyucu Murat Paşa’dır. Kuyucu Murat Paşa sadrazamlık görevindeyken inşa ettirmiştir camiyi. Caminin merkezi kubbesi, mukarnaslı altı sütun taşımaktadır. Kubbenin Avrupa üslubundaki çiçek ve yaprak motifleriyle bezenmiş durumda. Mihrabı ise taştan ve mukarnas
Kıbrıs Fatihi olarak tanınan ve bir dönem Erzurum Beylerbeyi olan Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır Lalapaşa Camii. Erzurum’un şehir merkezinde Yakutiye Medresesi’nin doğu kısmında bulunan cami, esasında bir külliyenin parçasıdır ve Mimar Sinan Eserleri arasında gösterilir. Klasik Osmanlı camilerinin örneklerinden olan Lalapaşa Camii’nin ortadaki ana kubbesi dört ayak tarafından taşınmaktadır. Avlusuz inşa edilmiştir ve Merkezi planlı yapılar arasındadır. Günümüzde ise
Bizanslılar tarafından yapıldığı tahmin edilen Erzurum Kalesi, şehrin gezilecek yerlerinin başında gelmektedir. Erzurum’un tarihi zenginlikleri arasında kendini gösteren kale, bulunduğu tepede hem iç hem de dış kaleden meydana gelmektedir. Günümüze kadar dış kale surlarının çoğu yıkılmış olup, dört yöndeki kapılarının sadece isimleri kalmıştır. Tebriz Kapısı, Erzincan Kapısı, Gürcü Kapısı ve İstanbul Kapı… İç kalenin ise sur
Erzurum evlerinin mimarisi, tamamıyla iklime bağlı, geleneksel yapı tiplerinden oluşmuştur. Erzurum evlerinin büyük çoğunluğu savaşlar, yangınlar ve yeni inşaatlar nedeniyle yok olmuştur. Günümüzde tarihi Erzurum evleri restore edilerek turizme kazandırılmıştır. Geleneksel Erzurum evlerinin daha çok İç Kale’nin kuzey ve doğusundaki mahallelerde yaygın şekilde inşa edildiği ve çoğunun yaşının 100-130 yıl dolaylarında bulunduğu dikkate alınırsa, bunların
Erzurum’un sembolü olan Çifte Minareli Medrese’nin kitabesi olmadığından yapılış tarihi tam bilinmese de 13. yüzyılın sonlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat’ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı hanedanlarından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesi ile adına Hatuniye Medresesi de denilmektedir.
Anadolu Selçuklu mezar yapılarının en güzel örneklerindendir Üç Kümbetler. Erzurum’un tarihi yapıları arasındaki Üç Kümbetler, Çifte Minareli Medrese’nin güneyinde bulunur. Kümbetlerin en büyüğünün Emir Saltuk’a ait olduğu ve XII. yüzyıl veya XIV. yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Diğer kümbetler hakkında ise pek fazla bilgi yoktur. Kim tarafından ve ne zaman yaptırıldıklarına dair bilgi olmamakla birlikte, 14. yüzyılda
4-7 Mayıs 2017 tarihleri arasında Yenikapı Avrasya Gösteri ve Etkinlik Merkezinde gerçekleştirilecek İstanbul Gençlik Festivalindeki standımıza tüm gençleri davet ediyoruz.
Erzurum Bakırcı Mahallesi’nde bulunan Bakırcı Camisini Bakırcı Hacı Mustafa’nın ölümünden sonra vasiyeti üzerine 1720-1721 yıllarında Mustafa Ağa yaptırmıştır. Cami 1902 yılında Osman Efendi tarafından onarılmıştır. Geleneksel Erzurum camilerinde uygulanan plan tipinde olan bu yapı kesme taştan yapılmıştır. Kare planlı ve kubbeli caminin önünde dört taş sütunun taşıdığı üç kubbeli bir son cemaat yeri vardır. Giriş