Erzurum’da yetişmiş, kahramanlığıyla ve zekasıyla destanlaşmış bir şahsiyettir. Hacı Abdullah Efendi, Osmanlı’nın Erzurum’daki en eski eserlerinden biri olan Ayaz Paşa Camisi’nin müezzinliğini yapmıştır.1877 yılında Osmanlı Rus Harbi’nin başladığı günün sabahı ezan okumak için caminin minaresine çıktığında, şehrin doğusunda savunma amaçlı yapılan tabyalarda savaşın başladığını ve sayıca az olan Türk ordusunun Rus Ordusu karşısında zor durumda
Merkezi Erzurum olan Saltuklu Beyliği’nin başına, kardeşi Nasrettin Muhammed Bey’in 1190 yılında ölümüyle Melike Mama Hatun geçmiştir. Saltuklu devletini 1191-1200 yılları arasında doğrudan yönetmiştir. Cesur ve usta bir savaşçı olan Melike Mama Hatun ordusunun önünde, atının üstünde birçok savaşa katılarak başarılar kazanmıştır. 1201 yılında tahtından indirilen Melike Mama Hatun’un yerine ağabeyinin oğlu Alaeddin Melikşah Bey
1857 yılında Erzurum’da doğmuştur. “Balkan Müdafii” diye ’de bilinir. Balkan Savaşları sırasında Bulgarlara karşı Edirne’yi yaklaşık 6 ay boyunca savunması dillere destan olmuştur. Edirne düştüğünde el konulan kılıcını şehre gelen Bulgar kralı bizzat iade etmiştir. Mehmet Şükrü Paşa 1916 yılında vefat etmiştir.
1950 yılında Erzurum’da doğmuştur. Çocukluğu Alipaşa Mahallesi’nde geçmiştir. Eğitim hayatını Erzurum’da tamamlamış, Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun olarak uzun yıllar öğretmenlik yapmıştır. Şiirleri Yağmur, Karçiçeği, Mina, Çakıl ve Mavera dergilerinde ve bazı gazetelerde yayımlanmıştır. Şiirlerini “Ölmek İçin Yürüyüş” adlı kitabında toplamıştır. Ötüken Yayınları’ndan 1997 yılında çıkan bu kitaptaki şiirler
Meddah Behçet Mahir (Hekâtçı); Behçet Mahir, 1919′da Erzurum’da doğmuştur. Hamdi Efendi ve Güneş Hanımın oğludur. Okuryazarlığı yoktur. Asıl işi meddahlıktır. Behçet Mahir, Ustası Gez Mahalleli Hafız Mikdat’ın yanında yedi yıl çıraklık etmiştir ve halk hikâyeleri ve hikâyeciliğini öğrenmiştir. Kahvehanelerde halk hikâyeleri anlatarak ve çorap satarak geçimini sağlayan Mahir, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde yardımcı hizmetler sınıfında
Erzurum’un manevi kahramanlarından Maksut Efendi, 1866 Tarihinde Erzurum´un Veyis Efendi mahallesinde dünyaya gelmiştir. Babası Kurban Çavuştur. Medrese eğitimini Müderris Mustafa Zihni Efendi (Yetim Hoca) ve Şeyh Ahmet Hoca’dan almıştır. Eğitim hayatına Yetim Hocanın açmış olduğu medresede Baş Müderris olarak devam etmiştir. 3 Ocak 1943 tarihinde Rahmeti Rahmana kavuşmuştur.
Ailesi Erzurumludur. Kamu ilk tahsilini özel dersler alarak yapmıştır. Arapça öğrenmiş, hıfza çalışmış ve Erzurum Rüştiyesinde okumuştur. 1911’de babasının vefatı üzerine Refahiye’ye gelen Kamu 1. Dünya Savaşı sırasında annesi ile beraber Sivas’a, oradan Kayseri’ye ve daha sonra ağabeyi Hüsnü Uluğ’un Bursa Sultanisi Matematik Öğretmenliğine tayini üzerine Bursa’da yaşamıştır. Bursa’nın işgali üzerine Ankara’ya geçen ve orada
1883 yılında Erzurum’da Çortan Mahallesi’nde doğmuştur. 1900 tarihinde girdiği Harp Okulundan 1902’de Piyade Teğmeni olarak mezun olmuş ve 4. Ordu emrine atanmıştır. Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurucularındandır. 3 Kasım 1962 tarihinde vefat eden Yurdalan’ın kabri, vasiyetnamesindeki isteği üzerine Erzurum şehir mezarlığına nakledilmiştir.
1882’de İstanbul’da doğmuştur. Kazım Karabekir, Mehmed Emin Paşa’nın oğludur. 1905’te Erkan-ı Harbiye Mektebi’ni bitirerek “yüzbaşı” rütbesiyle orduya katıldı. II. Meşrutiyet’ten sonra Edirne’de II. Ordu 3. tümen “kurmaylığına” atandı. 31 Mart 1909 ayaklanmasında Hareket Ordusu’nda görev aldı. 14 Nisan 1912’de Binbaşılığa yükseldi. Balkan Savaşı’nda Trakya Sınır Komiseri olarak görev yaptı. 1914’te Yarbay rütbesiyle Birinci Kuvve-i Seferiye
Kara Fatma (Fatma Seher Erden); 1888’de Erzurum’da doğdu. Subay Dervişlerden Ahmet Bey ile evlendikten sonra Balkan Savaşı’na katıldı, askerlik hayatını eşi ile birlikte paylaştı. I. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde kendi ailesinden dokuz, on kadınla birlikte savaştı. Eşi Binbaşı Ahmet Bey’in Sarıkamış’ta şehit olduğu haberini aldıktan sonra memleketi Erzurum’a döndü. 1919’daki kongre günlerinde, Mustafa Kemal’le bizzat